K – k
KABAKLIK : Kabak ekilen yer .
KABAK TEVEĞİ : Kabağın dalı .
KABARUK : 1.Kabarık , 2. İncirin ballanmadan önceki şişkin durumu .
KAĞAN : Karın.
KAĞIN : Karın .
KALABA : Kalabalık.
KALANDAR : Ocak ayı.
KARA DİKEN : Böğürtlen .
KARA IŞIK : Küçük fitilli, koniye benzeyen, camsız gaz lambası. Likmen .
KARA LASTİK : Lâstik ayakkabı .
KARA OKA : Eski bir ağırlık birimi .
KARA YAĞMUR : Yağmur .
KARİGEN : Gürgen ağacı.
KARMAK : 1.Avuç , 2. Bir avuç miktarı .
KARŞI : Karşılıklı iki yandan her biri, yaka . Beri karşıtı.
KARTOPU : Patates .
KAŞ : 1.Kayalık yer, uçurum , 2. Yürünmeyecek derecede engebeli olan .
KAŞ KABAN : Yürünmeyecek derecede engebeli arazi .
KAV : Ağaç mantarı .
KAVLAĞAN : Çınar ağacı .
KAYTAN : Genellikle 2x2 (m.) ebatlarında bele bağlanan, dokuma ve püsküllü şeritlerdir.
KEF : Yemek veya pekmezin ilk kaynaması sırasında üste oluşan köpük .
KEKEZ : Sağır ve dilsiz .
KELEK : (Küçük baş) Hayvanların boğazına takılan büyük zil .
KELEM : Lahananın sapındaki kalın bölüm .
KELEP : İp yumağı .
KELER : Semender .
KENEF : 1.Tuvalet ,2.Beter,lânet,pis .
KEPELEK : Kelebek .
KERME : Hayvan gübresi .
KERMELİK : Hayvan gübresinin biriktirildiği yer .
KERPEDİN : Kerpeten .
KESE ( YOL ) : 1.Kestirme, 2.Patika .
KEŞİK : Sıra , nöbet .
KEŞKEK : Bezelye ve fasulye ezmesi.
KILDIR KILDIR : Engele takılmadan .
KIRAN : Gıran .
KIRARMAK : Beyazlanmak .
KIRDAMAK : Kurcalamak .
KIRMAK : Kösnük, kösnü .
KIYLATMAK : Fırlatıp atmak .
KİRİZMA KAZMAK : Kirizma yapmak .
KİRKE : T şeklinde iki uçlu kazma .
KODEŞ : Mısır koçanı .
KOLÇAAK, KOLÇAK : Kendir ipliği saç gibi örülerek ucuna bir çanak yapılır, çanağa bir kuyruk bağlanır, bunun kol uzunluğundaki bir sopaya takılmasıyla elde edilen oyuncağa denir . Yanları boş yüksek bir yere çıkılarak baş ucunda beş on kez çevrilerek kılıç gibi aniden çekilir.
KOPÇA : Düğme .
KORUK : Goruk .
KOŞAMA, GOŞAMA : 1. Avuç, 2.İki elin birleşip oluşturduğu tek avuç .
KOT : Miktarı yöre ve şartlara göre değişen ağırlık ölçüsü birimi.
KOZAK : Ham .
KÖÇEK : Oyun oynarken bir elin iki parmağını sertçe birbirine sürterek ses çıkarmak.
KÖKLEME : Dikilip yeni fındık yetiştirmek için fındık ocaklarının dibinden sökülen taze sürgün . Fidan, dikme .
KÖKÜNE GIRAN GİRMEK : Köküne kibrit suyu dökmek.
KÖR PENCERE : Kullanılmayan ya da işlek olmayan pencere.
KÖSMEKLİK : Ahırlardan dışarıya hayvan gübresi atmak için duvarda açılan küçük ve alçak pencere.
KÖSMÜK : İzmarit .
KÖSRE TAŞI : Bileği taşı .
KÖSTÜRE : Küstere .
KUDAL : Fırıldıik .
KUDURUK : 1.Kudurmuş , 2. Azgın , kabına sığmayan .’‘Kuduruk it gibi’’, deyiminde geçer .
KUFA : Gufa .
KURT VURMAK : Kurtlanmak .
KUŞGUYRUK : Bayanların, bir baş bağlama biçimi .
KUYTAK : Çukur , kasis .
KÜLEK : İçinde yoğurt yapılan ağaç kap,tahta kova,2.Hayvanlara
yal verilen kap .
KÜLEK KAFALI : Kalın kafalı .
KÜ(R)LKEMEN TAŞI : İçinde ekmek pişirmek için özel olarak yapılmış taş kap.
KÜLKEMEN EKMEĞİ : Kül kemen taşında pişirilmiş ekmek .
KÜLÜR : Bezelye .
KÜRKEMEN : Kül kemen .
KÜRÜN : Rüzgârın taşıyıp bir çukura doldurduğu kar yığını .
KÜTMEK : 1.Kütük, 2. Kalın odun .
KÜTÜRTÜ : Gürültü , patırtı .
L – l
LONGUZ : Sapada kalan çukur .
M –m
MADIR MUDUR : Kendi kendine homurdanarak ses çıkarmak.
MAKUK : Alemit tezgâhının bir parçası.
MARYA : Dişi koyun .
MASUR : Alemitin bir parçası.
MAYALIK : Damızlık iyi cins hayvan mayalık inek .
MECİ : Irgat , tarım işçisi .
MECİYE GİTMEK : Irgatlığa gitmek .
MECİYE GELMEK : Irgatlığa çağırmak .
MELEVİCAN : Öz dikeni .
MENDEBUR : İlenme ve lânetleme sözü .
MESEL : 1.Masal , 2. Bilmece .
MIH : Çivi, büyük çivi .
MIK : Çivi .
MISMIS ETMEK : Kedi kendine yarı duyulur vaziyette konuşmak .
MİLE : Misket , bilye .
MİNTAN : Gömlek , işlik .
MİRASGER : Mirasyedi .
MÖKEM : Sağlam , muhkem .
MUALLAKTA : Tam belli değil .
MUDARA : 1.Tenezzül etmeme, 2.Hafif, sağlam olmayan .
MURÇUK : Yeşilliğini koruyan sürgün.
MUSLUK : Eski evlerin bir köşesinde bulunan altına şap çekilmiş daha çok abdest almak ve banyo yapmak için düzenlenmiş 1-2 m2‘lik alan.